27 Nisan 2009 Pazartesi

ıslak zemin.

Her akşam kendine hatırlattığın bir şeyi diğer akşama kadar unutmak garip bir durum. Sanki sabah senden bütün fikirlerini alıp geceleri geri veriyorlarmış gibi. Verdiğim kararları herkese "işte ben bunu yaptım! Yapmak istedim" diyeceğim bir gün olsun istiyorum. Bir tarafı mutlu etmeye çalışırken diğer taraftan kaçıyorsun köşe bucak.
Gün içinde gördüğüm her surata bakıyorum, birini arıyormuş gibi. Bir daha görsem tanır mıyım onu bile bilmeden. Bakıyorum inceliyorum. Mimiklerini, ruh halini, gülüşünü, gözlerinin rengini, ama hiç biri aklımda kalmıyor. Birinde sevdiğim yeşil gözlerden bir başka insanda nefret ediyorum ya da hiç sevmediğim sarı saçları bir insana çok yakıştırıyorum. Bugünlerde sevdiğim ve sevmediğim şeylerin aslında tamamen insanlarla bağlantılı olduğunu anlıyorum.
Bazen bir insanın yüzünde her şey apaçık belli oluyor. Bir saniye sonra söyleyecekleri, hangi yoldan gidecekleri ne zaman gülecekleri. Bazen tam tersi gülüş beklerken ıslak gözler çıkıyor karşına.
Dünyada araştırılan onca şey varken, gözümüzün önünde hiç çözülmemiş o karmakarışık insanoğlu duruyor halbuki.

Hiç yorum yok: