2 Ekim 2010 Cumartesi

Bir cumartesinin yağmur tadındaki sabahı..

Sabah kalktım, yüzümü yıkadım ve her zamankinden farklı olarak bugün kendime bir kahve yapıp mutfak masasına oturup laptopu açtım. Blogger açıldı, mailimi, şifremi girdim, yeni kayıt dedim ve boş sayfaya baktım. Bunları yazmak bana biraz zaman kazandıracaktı içimde dökülmeyi bekleyen şeyleri düşünmek için. Ama farkettim ki oradan çıkmamaya o kadar alışmışlar ki, yine içinde kalalım diyorlar. Söyleme, konuşma, şikayet etme boşver sus. Susmak istemiyorum ama konuşmaya kelimelerim yok. Zaten nasıl anlatılır bu dert onu da bilmiyorum.. Daha kendime ve karşımdakine söyleyemiyorken beni kıran, üzen şeyleri nasıl yazabilirim bilmiyorum.. Eskiden blogger a girip aynı gün 3-4 post yazdığımı da bilirim ama bu bile gitti benden 2 senedir.
neyse bilare devam edeceğim laptop un şarjı bitiyor ve ben yan odaya gidip şarj aletini alamayacak kadar üşengecim..

Hiç yorum yok: